Türk-Yunan ilişkileri: İstikşafi görüşmeler Ankara ile yeni bir dayanıklılık testi

Resim
Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki görüşmeden elde edilen en önemli kazanım, 2023’ün ikinci yarısının neredeyse tamamını kapsayan ve 2024’e kadar uzanan yeterli bir süre boyunca Türk-Yunan ilişkilerinin gerginliklerle şekillenmeyeceğini açıkça ortaya koyan ilk dönemin kapanması oldu.
İyi atmosferin yazılı kaydı olan Atina Deklarasyonu’nun ve iki tarafın kesin tutumlarını destekleme konusundaki kararlılığının yanı sıra iki lider, ana araç olarak siyasi diyalog ve buna bağlı olarak istikşafi temasların canlandırılmasıyla daha zor konulara dönmenin giderek mümkün olduğu konusunda mutabık kalmış görünüyor.
Yunanistan hükümet sözcüsü Pavlos Marinakis konuyla ilgili şunları dedi: “Hükümetin istediği MEB (Münhasır Ekonomik Bölge) ve kıta sahanlığının uluslararası hukuk temelinde tanımlanmasıdır, şu anda o noktada değiliz, o noktaya ulaşmak için gerekli koşulları yaratmaya çalışıyoruz. Atılacak adımlar belirleniyor, ilkbaharda Sayın Mitsotakis ve Sayın Erdoğan arasında bir görüşme olacak, tam zamanı belirlenecek. İkili düzeyde, dışişleri bakanları arasında yapılması gerekenler ve belirlendiği üzere pozitif gündeme dayalı olarak yapılması gerekenler olacak”.
Zor konulara ilişkin ön koşulun, iki Dışişleri Bakan Yardımcısı Alexandra Papadopoulou ve Burak Akçapar’ın önümüzdeki aylarda bir araya gelmesi ve istikşafi görüşmelerin hangi koşullar altında yürütüleceğinin netleştirilmesi olduğu kesinlikle açıktır. Atina için pozitif gündem çerçevesinde temasların sürdürülmesi iklimin korunması açısından özellikle önemlidir.
Kısacası ortak amaç, bu mutabakatların bir noktada düzenli anlaşmalara dönüşmesi ve geçmişte pek çok kez olduğu gibi “körelmemesi”. Sayın Erdoğan’ın belki de (pazarlama açısından) en proaktif hamlesi, Türkiye’nin doğal gaz yatakları ya da Karadeniz’de Sinop için planlanan nükleer santral aracılığıyla Yunanistan’a enerji satma yönündeki niyet açıklamasıydı.
Bunlar son derece uzun vadeli olasılıklar, dolayısıyla Atina bu önerileri bir yandan Yunanistan’a yönelik dostane yaklaşımın daha geniş bir çerçevesinin parçası, diğer yandan da Türkiye’deki iç kamuoyuna yönelik mesajların bir parçası olarak görüyor ve gerçek farklılıkları çözmeye yönelik adımlar atılmadığı takdirde uygulanma ihtimali oldukça düşük muhtemel planlar olarak görüyor.

Bu içerik 09.12.2023 tarihinde yayınlandı ve toplam 21 kez okundu.