Dış politika: Zor inşa edersin, kolay yıkarsın

Resim
Yunanistan’ın Eski Başbakanlarından ve Dışişleri Bakanlarından Giorgo Papandreou Kathimerini gazetesinde Türk-Yunan ilişkileri üzerine bir makale kaleme aldı.
Papandreou makalesinin başında uluslararası ortam Ukrayna’daki savaş, Balkanlar’daki gerilimler, Afrika’daki iç savaşlar ve Orta Doğu’da ortaya çıkan yeni bir trajedi gibi jeopolitik gerginliklerle test edilirken, Yunanistan ve Türkiye arasındaki işbirliği ve diyaloğun yeni siyasi boyutlar kazandığını belirtiyor. “Yunanistan ve Türkiye arasındaki ilişki bölge geneli için bir istikrar unsuru haline gelebilir ve gelmelidir” diyen Giorgo Papandreou 1999 AB Helsinki Zirvesi sonrası Türkiye ve Yunanistan arasında turizm, göç, enerji, ekonomi vb. gibi oldukça geniş bir yelpazede hızla gelişen ilişkilere değiniyor.
Devamında ise şunları belirtiyor: “Balkanlar’da iki ülke krizleri önlemek için işbirliği yapıyorduk ve hatta Orta Doğu’da İsmail Cem ile birlikte inisiyatif alarak dönemin İsrail Başbakanı Ariel Şaron ve Filistin Yönetimi Başkanı Yaser Arafat’ı aralarındaki en büyük gerginliklerden birinde ziyaret ettik.
Mevkidaşım İsmail Cem ve ben sivil toplum aktörleri arasında binlerce girişimin geliştirilmesini teşvik ettik. Diplomasi ve vatandaş katılımının olmadığı bir yaklaşım sallantılı temeller üzerinde durur. O dönemde yaşanan depremlerde halklarımız arasındaki dayanışma güçlü bir örnek teşkil etti.
İki ülke arasında o zamana kadar neredeyse hiç olmayan turizm önemli ölçüde arttı. İkili ticari ilişkiler 1999’da 700 milyon dolardan 2018’de 4 milyar dolara yükseldi. Aynı zamanda, bizi ikili düzeyde bölen meseleleri çözmek için ortak bir yol bulmak amacıyla iki ülke arasında istikşafi görüşmeler başladı.
1999’da Türk-Yunan yakınlaşmasıyla başlattığımız ve sonraki hükümetler tarafından atılan bazı adımlarla devam ettirdiğimiz bu süreç, gelecek için önemli bir mirastır”.
Türk-Yunan ilişkilerinde diyaloğun, gerçek sorunların tanımlanmasına ve kamuoyundaki patlamalardan etkilenen hayali değerlendirmelerden kaçınılmasına yardımcı olduğunu ifade eden Papandreou, diyaloğun ayrıca korkuların anlaşılmasına ve aynı zamanda hem ulusal hem de jeopolitik ortak çıkarların belirlenmesine yol açabildiğini belirtiyor.
Giorgo Papandreou makalesini şu sözlerle tamamlıyor: “Tayyip Erdoğan 2010 yılında yaptığı bir konuşmada şöyle demişti: “Ülkemizin enerjisi ve umudu hayali düşmanlar uğruna harcandı. Türkiye yıllardır “en önemli şeyle, insan potansiyeliyle, gençleriyle, yani geleceğiyle” uğraşmak yerine, içeride ve dışarıda kurgulanmış hayali düşmanlarla uğraşıyor” demişti. Bu referansa şunu da eklemek isterim: dış politikada yıkmak kolay, inşa etmek zordur”.

Bu içerik 04.12.2023 tarihinde yayınlandı ve toplam 23 kez okundu.