Bir yıl önce varılan anlaşma uygulanmıyor, AB her iki tarafı da sorumlu tutuyor


Kosova ve Sırbistan’ın, Priştine’de kuzey komşusu tarafından Kosova’nın fiilen tanınması olarak yorumlanan Temel Anlaşma’ya varmasının üzerinden tam bir yıl geçti. Ancak 12 ay geçtikten sonra Brüksel tarafından uygulama eksikliğinden her iki tarafın da eşit derecede sorumlu olduğu söylendi. Siyasi gelişmelere aşina olanlar, durumu değiştirmek için ABD’nin daha aktif katılımının gerekli olduğu değerlendirmesinde bulundular.
Kosova ve Sırbistan, bir yıl önce Brüksel’de kabul edilen anlaşmayı uygulamamakla Avrupa Birliği tarafından eşit derecede suçlanıyor.
Sözcü Peter Stano yazılı açıklamasında, yetersiz ilerlemeden duyduğu hayal kırıklığını dile getirdi ve partileri Avrupa Birliği bloğuna üyelik yolundaki sonuçları konusunda uyardı.
“Geçen yıl 27 Şubat’ta Brüksel’de kabul edilen Normalleşmeye Giden Yol Anlaşması, diyaloğu ileriye dönük net bir yörüngeye oturtan tarihi bir anlaşmadır. Bir yıl sonra AB, Anlaşmanın uygulanmasında şu ana kadar kaydedilen sınırlı ilerlemeden üzüntü duymaktadır ve bu durum tamamen her iki tarafa da atfedilebilir. Diğer diyalog anlaşmaları gibi Normalleşme Yolu Anlaşması'nın uygulanmasında ilerleme sağlanmadan, taraflar Avrupa yolundaki yükümlülüklerini yerine getiremeyeceklerdir.”
Ancak Kosova’daki yetkililer, kendilerine göre varsayılan olarak fiilen tanınmaları zorunlu kılan anlaşmayı imzalayıp uygulamayı reddeden tarafın Sırbistan olduğunu söylediler.
Başbakan Yardımcısı Besnik Bislimi, bu ülkeyi anlaşmanın sekiz maddesini ihlal etmekle, ayrıca yıkıcı yaklaşımla ve sahadaki olayları tırmandırmakla suçladı.
“Sadece bir yıl içinde, tüm bu eylem ve davranışlar, Sırbistan’ın ilişkilerin tam olarak normalleşmesi ve karşılıklı tanınma yolundaki ilerlemeyi güçlü bir şekilde engellediğini kanıtladı. Kosova, taraflar arasında dengeli bir sıralama planı yoluyla Temel Anlaşmanın ve Uygulama Ekinin tam, adil ve koşulsuz uygulanması konusunda yapıcı ve katılımcı olmaya devam ediyor. Brüksel Anlaşması ve Uygulama Eki bir an önce hayata geçirilmelidir. Bölgenin diğer bölge ülkeleriyle birlikte kalkınmaya ve refaha, uyum ve iyi komşuluk ilişkilerine ihtiyacı var” dedi.
Siyasi konulardaki uzmanlar, anlaşmanın uygulanmasının idarenin daha aktif katılımıyla sonuçlanabileceğini söylüyor.
Siyasi gelişmeler uzmanı Arben Fetoshi, “Sırbistan’ın bu davranışı ve Kosova’daki koordinasyon eksikliği göz önüne alındığında, ilişkilerin normalleşmesi ihtimalinin, sadece AB’nin arabulucuğu ile değil, esas olarak ABD’nin de taraflar üzerinde diğer baskı araçlarını kullanarak taahhütlerini yerine getirmeleri ve tam normalleşmesi sürecini hızlandırmaları konusunda zorlayan yeni bir metodolojiyi hayata geçirmesi yoluyla gerçekleşebileceğini düşünüyorum” dedi.
Uzman Branislav Krstiq ise “Amerikan yönetimi olmadan bana öyle geliyor ki Avrupa topluluğu sınırlı kalacaktır. Amerikan yönetiminin Belgrad üzerindeki etkisi oldukça başarılı. Son 20 yıldır Avrupa-Atlantik grupları resmi Belgrad'la olan sorunları takip ediyorlar ve artık, Belgrad’ın kontrol altına alındığı durumda dahi, Sırpların başbakanımızla sorunu var, bu da bizim bir köşeye sıkıştığımız ve bir çıkmaza girdiğimiz anlamına geliyor” dedi.
Bir yıl önce Kosova ve Sırbistan, o zamanlar Temel Anlaşma olarak adlandırılan Fransız-Alman planını resmen kabul etti. 27 Şubat'ın ardından Başbakan Albin Kurti ile Sırbistan Cumhurbaşkanı, 18 Mart’ta Ohri’de tekrar bir araya gelerek uygulama eki olarak bilinen ikinci belge üzerinde anlaşmaya vardı.
Anlaşma imzalanmamış olmasına rağmen AB, anlaşmanın uygulanmasının Kosova ve Sırbistan’ın bloğa üyelik yolunun şartı olduğunu belirten bir bildiri yayınladı.

Bu içerik 27.02.2024 tarihinde yayınlandı ve toplam 18 kez okundu.